Ana içeriğe atla

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Doktor Ahmet Kemal Gürbüz'ün Özgeçmişi

Gastroenteroloji  Doktoru Ahmet Kemal Gürbüz'ün Özgeçmişi

1958 yılında doğdu.

Ortaokul ve lise eğitimini Ankara Atatürk Lisesinde tamamladı.

Tıp eğitimini Hacettepe Üniversitesi Hacettepe Tıp Fakültesinde yaptı.

1989 yılında İç Hastalıkları Doktoru oldu.

Daha sonra bir yıl süre ile Amerika Birleşik Devletleri Maryland Eyaletinde Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Mayerhoff Digestive Diseases Center’da Gastroenteroloji branşında Fellow olarak üst ihtisas çalışmalarında bulundu.

Yurda döndükten sonra 1993 yılında Gastroenteroloji Doktoru unvanı aldı.1995 senesinde Gastroenteroloji branşında Üniversite Doçenti oldu.1999 yılında İngiltere Londra Üniversitesinde  Kings' College Hospital bünyesindeki Gastroenteroloji ve Karaciğer Hastalıkları Kliniğinde çalışmalarda bulundu.Karaciğer transplantasyonu ile ilgili çalışmalarda yer aldı.

Profesör Doktor Ahmet Kemal Gürbüz’ün 66 adet ulusal bilimsel yayını , 44 adet ulusal kongre bildirisi, ayrıca uluslar arası tıp dergilerinde yayınlanmış 28 adet bilimsel makalesi ve uluslar arası tıp kongrelerinde sunduğu 55 adet bilimsel bildirisi mevcuttur.Avrupa Gastroenteroloji Kongrelerinde Türkiye adına sunulan ilk sözlü bidiri Profesör Doktor Gürbüz'e aittir.

Doktor Gürbüz Mayerhoff Digestive Diseases Center bünyesinde çalıştığı dönemde Johns Hopkins Medical Institution adına dünyanın ikinci en büyük Desmoid Tümör serisini yayınlamıştır.

Doktor Gürbüz’ün uluslararası bilimsel eserleri uluslararası tıp dergilerinde 1004 ayrı makalede (kaynak: Google Scholars) referans olarak gösterilmiştir. Ayrıca bilimsel araştırmaları  muhtelif Avrupa Ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletlerinde yayınlanmış ve tıp eğitiminde kullanılan 35  uluslararası tıp kitabında kaynak olarak kullanılmıştır.

Profesör Doktor  Gürbüz 1996 yılı Ekim ayından bu yana kendisine ait GASTROENTEROLOJİ-ENDOSKOPİ-KARACİĞER HASTALIKLARI MERKEZİ bünyesinde serbest tıp hizmeti vermektedir.

Profesör Doktor Gürbüz 1 Şubat 2010 tarihinde Amerikan Gastroenteroloji Uzmanları Birliğine  kabul edilerek  Amerikan Gastroenteroloji Derneği (American Gastroenterological Association) üyesi olmuştur.

Prof. Doktor Gürbüz  Avrupa Gastroenteroloji ve Hepatoloji (Karaciğer Hastalıkları) Board Diploması  sahibidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOLONOSKOPİ İLE POLİP NASIL ALINIR? (KOLONOSKOPİK POLİPEKTOMİ)

Kalın Bağırsak polipleri kolonun her hangi bir kesiminden gelişebilir. Kolon poliplerinin %60’ı yaklaşık 100cm uzunluğundaki kalın bağırsağın son 50cm’lik bölümünde gözlenmektedir. Kalın bağırsak polipleri kolon duvarına bir sapla bağlantı gösterebilecekleri gibi, sapsız olan ve dolayısı ile geniş bir tabanla kolon duvarından kaynaklanmış poliplerde mevcuttur.  Kolonda kolonoskopi esnasında saptanan poliplerin önemli bir bölümü büyüdüklerinde kolon kanserine dönüşebilme kabiliyeti kazanır ve kalın bağırsak kanserlerinin neredeyse tamamına yakın bölümü (%95) kolon poliplerinden gelişir. Bu nedenle kolonoskopi sırasında saptanan kolon poliplerinden en azından biyopsi alınması yahut polibin o esnada polipektomi yöntemiyle tamamen çıkartılması uygun yöntemdir.  Kolon poliplerinin kolonoskopi sırasında alınması işlemi, elektrik kullanılarak polibin sapı yahut tabanından kesilmesi yolu ile gerçekleştirilir.Bu polip alınması işlemi hastada hiçbir ağrı veya rahatsızlık yaratmaz. Dah

MİDE KORUYUCU İLAÇLARIN REFLÜ TEDAVİSİNDE KULLANIMI

Çok uzun seneler boyunca reflü belirtileri ile hastalık teşhis edilince, reflü tedavisinde asit baskılayıcı ilaçlar az yahut çok etkinlikte olmak üzere kullanıla gelmişlerdir. Bu ilaçlardan en basitleri antiasit  diye isimlendirilen ve pastil yahut şurup tarzı kullanımları olan preparatlardır. Bu grup ilaçlar mide koruyucu etkinlikte olmaktan uzak olup kullanıldıkları andan itibaren birkaç saat için mide asiditesini  azaltıcı etki gösterirler. Bu dönemde hastanın reflü belirtileri ilgili şikayetleri baskılanıp yaşam konforları artmaktadır. Mide koruyucu etkinliği daha fazla olan ikinci grup ilaçlar Histamin-2 Reseptör Antagonistleri adıyla da anılmaktadır ve sırayla Cimetidine, Ranitidine, Famotidine ve Nizatidine  preparatlarıdırlar. Bu grup ilaçlar sıklıkla günde tek seferde alınan ve günün büyük bölümünde mide asiditesini kontrol ederek reflü belirtileri şikayetlerinin ortadan kaldırılmasını sağlayan mide koruyucu ilaçlar gurubundadır. Çok uzun yıllar gerek peptik ülser ve